PENTACLE 101: Ferrando ile Kavram 3 – Posthümanizm ve Transhümanizmin Felsefi Kökleri Nelerdir?

PENTACLE, temel kavramlara Francesca Ferrando’nun “Hızlandırılmış Posthüman Kursu” adlı video serisi ile devam ediyor. Toplamda altı ders ve üç kavramdan oluşan bu serinin çevirisi Ferrando’nun kişisel izni ile Zeynep Arpaözü, Billur Bektaş ve Bulut Yavuz tarafından üstlenilmiştir.

Bu dersin çevirisi Bulut Yavuz’a, redaksiyonu Başak Almaz’a, son okuması Başak Ağın’a aittir.

Herkese merhaba. Ben Francesca Ferrando.

New York Üniversitesi Liberal Çalışmalar programında felsefe profesörüyüm. Bu videoda özellikle iki hareketin köklerine  ve felsefi soy kütüklerine odaklanacağım: Posthümanizm ve transhümanizm.

Bunlar aynı felsefi kökleri mi paylaşıyorlar? Cevap hayır. Posthümanizm ve transhümanizm aynı felsefi kökleri paylaşmazlar. Bir yanda, transhüman hareketi vardır ve bu hareket kendi köklerini Aydınlanma’da konumlandırır. Aydınlanma ilerleme, akıl ve tabii ki bilim ve teknolojiye önem vermişti. 1998’deki Tranhümanist Bildirisi’nde, transhümanizm kendisini resmi olarak Aydınlanma’nın felsefi geleneğinde köklenmiş olarak tanımlamıştır.

Diğer yanda elimizde posthümanizm var. Posthümanizmin felsefi geleneği postmodernizmdir. Aslında posthümanizm terimi fiilen ilk defa 1977’de, Ihab Hassan’ın “Prometheus as Performer: Towards a Posthumanist Culture?” makalesinde kullanılmıştır. Postmodernizm, ‘ilerleme’ ve ‘akıl’ kavramlarına karşı oldukça eleştirel yaklaşan bir hareketti. Postmodernizmde insanın yapısökümüne dair bir niyet buluruz. ‘İlerleme’ gibi kavramlar bazı bilimsel icatların da ‘ilerleme’ olarak tanımlanabilir olmasından ötürü eleştirilmektedir. Örneğin, İkinci Dünya Savaşı’nı, atom bombasını ve onun Nagazaki ve Hiroşima’da yarattığı yıkımı düşünelim. Bu ilerleme midir? Ya da bu bir gerileme midir? İlerleme kavramı artık hafife alınabilir bir şey değildir. Dahası, akıl ve onun tarihsel olarak bazı insanları diğerlerinden daha az insan olarak tanımlamış olması da sorgulanmalıdır. Akıl; erkek, batılı ve medeni olmak ile bağlantılıdır. Dolayısıyla bu kategorilerin kapsamında olmayan herkesi akıl sahibi olmayan, rasyonel varlık olarak tanımlanabilecek insanlar kadar insan olmayan kişiler olarak gördüler.

Şimdi tekrar soralım: Posthümanizm ve transhümanizm aynı felsefi kökleri paylaşıyorlar mı? Cevap hayır. Transhümanizm Aydınlanma’da köklenen bir yaklaşımken, posthüman yaklaşım 70’lerden 90’lara kadarki postmodernizmin felsefi geleneğinde köklenir.

Nazik ilginiz için çok teşekkür ederim. Bu analitik sorularla ilgili daha fazla bilgiyi websitem www.posthumans.org üzerinde bulabilirsiniz.

+ posts
+ posts
+ posts