“Tür(ler)” kavramı biyolojide köklü bir öneme sahiptir. Bu kavram, biyologlar tarafından üzerinde çalışılan organizmaların doğru tanımlanmasını sağlar ve onların araştırmalarından edilinilen sonuçların iletilmesine yardımcı olur. Aslında, dijital çağın yükselişi, biyoçeşitlilik bilişiminde isimlerin önemini ön plana çıkarmıştır. Türlerin yok olmasına yol açan şu anki çevre krizi yüzünden doğacak tehlikeleri, sadece dünyadaki türlerin çeşitliliği hakkında doğru bilgi toplama yöntemleri geliştirerek değerlendirmek mümkündür. Türler hakkında hakim olduğumuz bilgiler aslında taksonomi bilim dalı – ki bu alan II. Dünya Savaşı’ndan sonra hâlâ kurtulamadığı bir ihmal sürecine girmiştir – tarafından geliştirilmiştir. Günümüzün teknolojik gelişmeleri bu alanın gelişmesine katkı sağlayabilir ve bu gelişmeler bu gezegende yaşayan 12 milyon türün sınıflandırılması ve bunların ortak filogenetik kökenleriyle ilgili farkındalığın artması anlamına gelir. Böyle bir farkındalık, biyoçeşitliliğe yönelik etkili bir yönetim oluşmasını teşvik eder. Ancak, bu süreçte karşılaşılan iki zorlu görev vardır: Gezegenimizdeki türlerin kataloğunun kesinleşmesi ile birlikte türler hakkında ortak bir kurama ulaşma ihtiyacı.
