PENTACLE 101: Ferrando ile Ders 2 – Transhümanizm Nedir?

PENTACLE, temel kavramlara Francesca Ferrando’nun “Hızlandırılmış Posthüman Kursu” adlı video serisi ile devam ediyor. Toplamda altı ders ve üç kavramdan oluşan bu serinin çevirisi Ferrando’nun kişisel izni ile Zeynep Arpaözü, Billur Bektaş ve Bulut Yavuz tarafından üstlenilmiştir.

Bu dersin çevirisi Zeynep Arpaözü’ne, redaksiyonu ve son okuması Başak Almaz’a aittir.

Herkese merhaba, ben Francesca Ferrando.

New York Üniversitesi Liberal Çalışmalar programında felsefe profesörüyüm ve posthüman hakkında bir videoda konuşmak çok heyecan verici.

Birinci videoda “posthüman ne demektir” sorusu hakkında konuştuk ve günümüzde bu soruyu tartışan pek çok farklı düşünce akımı olduğunu söyledik. Bu akımlardan biri transhümanizmdir. Bu videoda transhümanizmi, özellikle “transhümanizm nedir” sorusunu ele alacağız.

Öncelikle, transhümanizmin de tek bir akım olarak değil, birçok farklı düşünce akımıyla beraber ortaya çıktığını belirtmem gerekiyor. Bu sebeple kelimenin sonuna çoğul eki ekleyerek ondan Transhümanizmler diye bahsedebiliriz. Transhümanizmler dediğimizde nelerden bahsediyoruz? Örneğin Demokratik Transhümanizm’den bahsediyoruz. Özgürlükçü (Liberteryen) Transhümanizm, Ekstropyanizm hakkında konuşuyor; tekillikten bahsediyoruz. Peki birbiriyle ilişkili bu akımların ortak noktası nedir? Hepsinin tek bir amacı vardır ve bu “insanın güçlendirilmesi”dir. Öyleyse transhümanizme göre insanı nasıl güçlendirebiliriz? Bunun cevabı şu şekildedir: transhümanizme göre insanın reformasyonunda insan güçlendirmeyi mümkün kılabilecek iki etken bulunur. Bunlar bilim ve teknolojidir. Bilim ve teknolojiyi düşünürken yalnızca şu anda gerçekleşmekte olan bilim ve teknolojiyi düşünmeyelim. Ek olarak spekülatif çerçeveleri de düşünebiliriz — örneğin, “cryonic” (canlı dondurma) veya rejeneratif tıp gibi. Dolayısıyla, bilim ve teknoloji de ucu açık kavramlardır. Bu akımlar neden birbirinden farklıdır? İkisi de aynı şekilde, ortak bir amacı paylaşmaktadırlar ki bu da insanın güçlendirilmesidir.. Bu nedenle internette transhümanist fikirleri tartışabileceğiniz platform “humanity plus” yani “insan artı”dır (H+). Burada H+ sembolünü bulabilirsiniz: “H”, “human” veya “humanity” (insan veya insanlık) anlamına, “+” işareti ise güçlendirme anlamına gelir. Yani, ikisinin de ortak amacı insanın güçlendirilmesidir fakat farklı yaklaşımları vardır.

Örneğin, Demokratik Transhümanizm’e göre evet, insan güçlendirmeyi kabullenmeliyiz fakat bilimdeki insan güçlendirmeyi mümkün kılan bu tarz teknolojiler herkes için ulaşılabilir olmalıdır. Yani insanlar toplumsal sınıflarına ya da ekonomik güçlerine, biyolojik cinsiyetlerine ve cinsiyet kimliklerine göre ayrımcılığa uğramamalıdır. Herkesin demokratik bir şekilde insan güçlendirmeye erişimi olmalıdır. Dolayısıyla bu teknolojiler kabul edilebilirdir ama örneğin, yalnızca parası olan insanlara özel olmamalıdır.

Bir diğer grup ise Özgürlükçü (Liberteryen) Transhümanizm’dir. Özgürlükçü Transhümanizm’in bir ilginç özelliği 2016 yılında başkan adayı olmuş Zoltan Istvan ile ilgilidir. 2018 yılında Kaliforniya eyalet valiliğine aday olan Özgürlükçü Transhümanist Istvan’ın esas yaklaşımı insan güçlendirmeyi ancak serbest piyasada mevcut olduğu sürece kabul etmemiz yönündeki fikriydi. Böylece insan güçlendirmeden bahsettiğimizde mümkün olan en iyi gelişmeyi veya sonucu elde edebilelim. Dolayısıyla, Özgürlükçü Transhümanizm içerisinde bir serbest piyasanın varlığı insan güçlendirmenin gelişimi için en iyi teminatçıdır.

Tekrardan, burada Ekstropyanizm gibi farklı gruplar ve tekillik mevcut ama her birinin detayına inmeden önce çok önemli bir noktadan söz etmek istiyorum. Transhümanizm nereden gelir? Transhümanizmin kökenleri nedir? Transhümanist bildirisine göre kökleri Aydınlanma’da bulunur. Aydınlanma (Çağı), transhümanizmin de hala olabildiğince benimsediği ilerleme ve rasyonalizm gibi bazı belirli amaçları paylaşır.  Bu bilgiyi bir sonraki video için aklınızda tutun çünkü örneğin, alakalı olup farklı bir akım olan posthümanizm aynı kökleri paylaşmamaktadır. Transhümanizm köklerini Aydınlanma’dan alır. Şimdi, ilk videomuzun bağlantısına dönecek olursak, ikinci videoda “posthüman ne demektir” sorusunda transhümanizmin sözünü ettiği posthüman kavramının oldukça belirli olduğunu net bir biçimde belirtmekte fayda var. Bizler henüz posthüman değiliz; bizler insandık, şu anda bazılarımız transhüman (dolayısıyla bu çağ insanlar için yalnızca bedenleri yoluyla değil aynı zamanda felsefeleriyle de transhüman çağı olarak adlandırılabilir. Onlar teknolojiyi ve insan güçlendirme kavramını, insanı çeşitli yollarla dönüştürmeyi benimsemektedir). Fakat transhümanizme göre bizler henüz posthüman değiliz. Bazılarımız yakın gelecekte posthüman olabilir, yani bu henüz gerçekleşmiş bir durum değil fakat çok yakında gerçekleşecektir. Transhümanizme göre posthümanın bir örneği zihin aktarımıdır (mind uploading). Burada yakın gelecekte insanların bilinçlerini bir makineye/bilgisayara aktarabileceğini öne süren spekülatif bir teknolojiden bahsetmekteyiz. Öyleyse insan bilincini barındıran bu makine insan olarak tanımlanabilir mi? Hayır, çünkü insanlar biyolojik vücutlara sahiptir. Makineden ibaret bir şey olarak tanımlanabilir mi? Hayır, çünkü bu insan bilincine sahip bir makinedir. Yani insan veya makine kavramının ötesine geçebilen bu tür bir hibrit posthüman olarak tanımlanabilir. Ya da Mars’a göç eden ve orada kalacak olan bir türü de düşünebiliriz. Dünya’ya geri dönmeyecekler ve eninde sonunda, nesiller geçtikçe Mars’taki koşullara adapte olup artık insan olmayan bir tür haline gelebilirler. Burada post-hümaniteler kavramını ortaya koyabiliriz.

Posthümanla ilgili mini serimizin üçüncü videosunda bir başka felsefi akım olan posthümanizm üzerinden posthüman hakkında konuşacağız.

İlginiz için teşekkür ederim. Bunlar ve ilgili diğer konular hakkında daha fazla bilgi için sizleri www.theposthuman.org websitemi ziyaret etmeye davet ediyorum. Çok teşekkür ederim.

+ posts
+ posts