“‘Anti’ ön ekinin aksine, ‘post’, karşıt ontolojilere uyum gösterip onlara boyun eğmez, böylelikle de ben(lik)/öteki, özne/nesne, canlı/cansız, insan/hayvan, insan/robot, erkek/dişi, fiziksel/sanal, etten kemikten olma/makine, vatandaş/yabancı ve normal/patolojik arasındaki ayrımların bir kenara bırakılmasını sağlar.”

“‘Post’ Latince hem ‘geride kalan’ (yere ilişkin ise), hem de ‘sonra’ (zamana ilişkin ise) anlamına gelir. ‘Sonra’ olarak ‘post’, doldurulabilecek boş bir sayfanın oluşturulabileceği keskin bir ayrımdan, örneğin yepyeni bir terimin kurabileceği sıfırdan bir oluşumdan bahsetmez. ‘Post’, eklendiği terime, süreğenlik, süreğenlikte bir kesinti ve düz anlamında barınan ‘aşma’ iması nedeniyle aşkınlık anlamları katar. Vurgu, ‘post’ ön ekine yüklendiğinde, ‘post-modern’de olduğu gibi bir tepki, ‘post-feminist’ kullanımıyla bazı çağdaş feminist kuramcıların tercih ettiği gibi bir süreğenlik veya felaket sonrası senaryolarında ‘post-apokaliptik’ biçimiyle kullanıldığı şekliyle bir aşkınlık gösterebilir.
Francesca Ferrando, Philosophical Posthumanism (2019, s. 65-66).