Akademik Dayanışma Çağrısı / Call for Academic Solidarity

Bu bildiriyi 6 Şubat 2023’te Türkiye’de meydana gelen iki yıkıcı depremle neredeyse tüm üyeleri çok büyük kayıplar yaşayan PENTACLE ekibi olarak kaleme alıyoruz. Burada bireysel ve toplu deneyimlerimizin detayına inmek ya da tahammül etmesi güç bu deneyimlerin ölçeğini vermek istemiyoruz çünkü hayatın içsel değerinin rakamla ölçülemeyeceğine inanıyoruz.

Bu metin, websitemizden, Twitter ve Instagram’dan bizleri takip eden tüm okurlarımızı da kapsamak üzere, lisans ve lisansüstü öğrencilerden doktora sonrası araştırmacılara, öğretim üyelerine kadar akademinin tüm paydaşlarına açık; hepinize, hepimize bir dayanışma çağrısıdır. Kelimenin her anlamıyla dünyamızın sarsıldığı ilk günden bu yana, hepimiz mensubu olduğumuz uluslararası akademik kuruluşların pek çoğu tarafından yalnız bırakıldığımızı hissetmiş bulunmaktayız. Aralarında doktora öğrencileri, doktora sonrası araştırmacılar ve öğretim elemanlarının da bulunduğu yurtdışındaki üyelerimiz de çalışmalarını yürüttükleri ya da ders verdikleri üniversitelerce yas ve kederlerinin görmezden gelindiğini belirtmekteler. Bu durumun sadece bizlere has olmadığını, çeşitli uluslararası akademik toplulukların mensubu olan, Türkiye’de veya yurtdışında bulunan pek çok meslektaşımız ve öğrencimizin de paylaştığı bir duygu olduğunu biliyoruz. Bu bilhassa kendilerini gezegenin tüm insan ve insan olmayan sakinlerinin çeşitliliğinin, eşitliğinin ve bu sakinleri kapsayıcılığın hamisi olarak tanımlayan dernekler ve topluluklar söz konusuyken son derece hayret verici. Üstlendikleri bu rolü başaramadıklarını görüyoruz.

Evet, hepimize kişisel düzeyde nazik desteklerini göstermek için bizi arayan veya kıymetli mesajlar, e-postalar gönderen meslektaşlarımız, arkadaşlarımız ve yoldaşlarımız oldu. Evet, böyle felaketlerde, her insanın farklı tepkiler verebildiğinin, donakalma ya da öfke gibi değişik biçimlerde kendisini ifade edebildiğinin farkındayız. Ancak bu bir bireysel tepki meselesi değildir; bu bir bağış veya mali destek meselesi de değildir. Bu, tepki verebilme, yanıt verebilirlik ve hepimizin kendini adadığını iddia ettiği temel (öte-)insani değerler meselesidir. Derneklerin, teşkilatların ya da üniversitelerin, yani kurumsal düzeyde işlev gösteren akademik toplulukların küresel felaketlerdeki yanıt ve tepkilerini bireysel düzeylerde iletişime indirgeyecek ayrıcalığa sahip olmadıklarına, üyelerine karşı görevlerini ihmal etmiş olmalarını şok olma veya yıkım duygusu gibi mazeretlerle açıklayamayacaklarına inanıyoruz. Keder paylaşmanın ve dayanışmayı ifade etmenin kurumsal yolu birey veya ulusların birbirine gönderdiği afet yardımlarından ya da maddi destekten ibaret değildir ve olmamalıdır. Dernek ve kuruluşların resmî taziye ve nekahet dileklerinde geç kalmış olmaları; üyelerinin bireysel mesajlarıyla, yalnızca bizlerin hatırlatmasından sonra yayınlanan göstermelik bildirilerle veya durumu romantize edecek bağış beyanlarıyla telafi edilemez.

Bizlere ilk günden desteğini sunan Küresel Posthüman Ağı’na teşekkür ederek tüm takipçilerimiz de dâhil olmak üzere, akademinin depremden doğrudan veya dolaylı olarak etkilenen tüm mensuplarına bir çağrıda bulunuyoruz: Kendimizi iyileştirebiliriz ve iyileştirmeliyiz. Kendimizi bir başına bırakılmış ve yalnız hissetmiş olabiliriz, ancak dayanışmadayız ve dayanışmada kalmaya devam edeceğiz.

Biz PENTACLE ekibi olarak, ihtiyaç duyduğunuz herhangi bir destek için burada ve hazır olduğumuzu bilmenizi isteriz. Bizlere Instagram ve Twitter adreslerimizden ulaşabilir, isterseniz metnin linkini kullanarak kendi akademik çevrelerinizde paylaşabilir, sesimize ortak olabilirsiniz!

Birbirimizin yanındayız!

PENTACLE ekibi adına,

Başak Ağın

We are penning this statement as the PENTACLE team, almost all of whose members have suffered incredible losses due to the two devastating earthquakes in Türkiye that took place on February 6, 2023. We do not wish to give details about our personal or communal experiences or state the scale of those intolerable experiences here because we believe the intrinsic value of life is not calculable by numbers.

This is a call for solidarity for all of you, all of us, which is open to all stakeholders in academia, from undergraduate and graduate students to postdocs and faculty members, including all our followers on the website, Twitter, and Instagram. Since day one, when our worlds were shaken in every sense of the word, we have felt left alone by most of the international academic associations with which we are affiliated. Our members abroad, among whom are doctoral students, postdocs, and lecturers, also report that their grief and pain have been ignored by the universities where they are teaching or conducting research. We know that this case is not unique to us but is a shared feeling among many colleagues and students in Türkiye and abroad with various international affiliations. This is appalling, especially in the case of universities, associations, and communities that define themselves as guardians of the diversity, equality, and inclusion of all human and nonhuman inhabitants of the planet. We have witnessed that they have gloriously failed.

Yes, all of us have colleagues, friends, and companions who have called or sent invaluable messages and emails to show their kind support on a personal level. Yes, we are very well aware that every human being has their own ways of expressing themselves, some in numbness and some in anger, in the face of such a catastrophe. And yet, this is not a matter of individual responses, nor is this a matter of donations or financial aid—this is a matter of responsiveness, of response-ability, and of core (post)human values to which all of us claim to be dedicated. We believe that associations, organizations, or universities—academic communities that perform on an institutional level—do not have the privilege to reduce their responses to individual levels of communication, nor can they explain their negligence of duty to their members with excuses of feeling shocked or devastated. The official way to share emotional distress and express solidarity is not simply about and should not be limited to the individual or international exchange of disaster relief or monetary support. The tardiness of the associations and institutions in sending their official condolences and wishes for recovery can be compensated neither by the individual messages of their members nor by issuing perfunctory statements only after our reminders or romanticized expressions of making donations.

We thank the Global Posthuman Network, which has presented its support from day one onwards, and we shout out to all members of academia, including our followers, who are directly or indirectly affected by the earthquakes: We can and must heal ourselves. We may have been feeling isolated and lonely, but we are and will continue to be in solidarity.

We, the PENTACLE team, would like you to know that we are here and available for any kind of support you need. You may reach us via Instagram or Twitter, and if you wish, you may share the link to this statement in your own academic circles to amplify our voices!

We’ve got each other!

On behalf of the PENTACLE team,

Başak Ağın

+ posts